5 Ekim 2015 Pazartesi

YAZ BOYUNCA YAPTIĞIM ÇALIŞMALAR...

Merhaba Sevgili Arkadaşlar. Bloğuma uğramayalı bir hayli zaman olmuş. Bu zaman zarfında aslında boş oturmadım. Agustos ayından beri bir DIY merakı geldi bana. Daha önceki yayınımda mutfak boyama maceramı anlatmıştım. Ondan sonrada birçok boyama işleri, örtü ve keçe işlemeleri vs.işler yaptım. Şimdi görünmediğim günlerde neler yapmışım bir bakalım.


Turkuaz rengi üzeri beyaz puanlı duck keten kumaşla mutfağıma bir masa örtüsü diktim. (Tabi bu arada beni puantiye kraliçesi olarak ilan eden Sevgili Sevdacığımı anmadan geçemeyeceğim. Bak Sevda yine puantiye) :))) Duck keten kumaşı kesinlikle öneririm. Leke tutmayan, kolay dikilen ve ütülenen, tok duran bir kumaş. Metresi 12 TL: Masa örtüsünün üzerine keçe ile cupcake işledim. Tabi mutfağında cupcake'i olmayanı dövüyorlar. :)) O yüzden bende yaptım.




Sonra bir damacana örtüsü diktim. Tabiki cupcake'li.
Damacananın çevresinin ve boyunun ölçüsünü aldım. Boğaz kısmına bir tünel dikişi yaptım. Lastik geçirip, keçe  işlememi yaptım. İşte bu. 


Kavanoz kapakları zamanla yıpranıyor. Bende önce onları gümüş renkli yaldız boyayla bouyadım. Sonra örtülerime uygun olarak aldığım puantiyeli kurdeleyi etrafına silikonla yapıştırdım. Sağ fotoğraftaki kapaklı fanusum da düz camdı. 3Kat dekorasyon boyasıyla boyadım. Sprey vernik ile vernikledim. Puanlı kurdeleyle süsledim. 


Artık iyiden iyiye boyama çılgını olup çıkmıştım. Etrafımda ne var ne yok boyamaya başladım. Önceden krem rengi dümdüz olan bu kurabiye standına saldırdım ve pembeye boyadım. Sonra peçeteyle dekopaj yaptım. En son vernik uyguladım. Bence eskisinde daha güzel ve şirin oldu.
                                                                                                                                                   



Düz krem rengi seramik olan bu objeleride pembeye ve mint yeşiline boyadım. Daha sonra üzerlerine çiçek desenli bir peçeteyle dekopaj yapıcam. Ve çaydanlık demliği olanın içine kaktüs ekerek, diğerinide şekerlik olarak kullanacağım.


  




Tabi dururmuyum. Yılardır klasik kahve yada krem renklerinden sıkıldığım salonumdaki objeleride tek tek 3 kat boyayıp vernikledim. Arkada görünen ayakkabı kutularınıda eşim kapladı. Alttaki dikiş kutusu, üstteki ise örgü kutum oldu. 


Bu akıma saksılarımıda ekledim. Bu rengarenk boyaların markası Cadence akrilik boya. Su bazlı olduğu için kokmuyor ve fırçayla çok güzel uygulanabiliyor. İyiki hepsini boyamışım. Ortam cıvıl cıvıl renk cümbüşü oldu.





Eşimde bu DIY çalışmalarına gönüllü katıldı. Kendisine bir terek siparişi verdim. Ölçülerini belirledim. Nasıl bir terek hayal ettiğimi anlattım. Oda sağ olsun beni kırmadı ve işe koyuldu. Terek ortaya çıktıktan sonra benim güzel oğlum saatlerce tahtayı zımparaladı. Bende 3 kat boyadım ve tabi vernikledim. Zorlu ama imece usulü bir çalışma oldu.


Vee bu güzellik ortaya çıktı. Üzerindeki raf örtleri kayınvalidemin çeyizinden kalma. Madem köy havası estireceğiz, o zaman buna antika kaneviçe örtüler yakışır dedim ve değerlendirdim. Ben çok sevdim bu tereği.




Bu sefer yine rahmetli kayınvalidemin annesinin genç bir kızken işlediği ve bana validem tarafından hediye edilen bu güzel örtüleri değerlendirdim. Kullanmaya kıyamadığım bana göre buram buram tarih kokan bu nadide örtüleri eşimle çerçevelemeye karar verdik. Salonumun duvarına astım. Eşim pek bir mennun oldu. 


Daha bitmediii.  Salona bu kadar renk verdik. Birde rengarenk kırlentler olmadan olurmu dedim ve hemen rengarenk coton ipler aldım. İki motif belirledim. Farklı motif araştırmam devam ediyor. 5 tane kırlent olacak inşallah. Bittikçe paylaşırım. 


Bu görmüş olduğunuz kruvaze tülüde ben diktim. Düz tül olarak bir müddet kullandım. Sonra sıkıldım ve kruvazeye çevirdim. Evimin arka tarafına bakan oda diğerlerine göre daha karanlık olduğu için resimde biraz karanlık çıktı. Bu tülü ortadan ikiye böldüm. Perdeciden  üzerinde halkalar dikili olan ve metreyle satılan hazır şeritlerden aldım ve çarpraz olarak diktim. Tülün orta iki ucunu üst üste bindirerek diktim. Halkalardan ipi geçirdim ve aşağı doğru çekerek sabitledim. Yeni tülüm gözüme daha bir hoş göründü.


Bu görmüş olduğunuz dolap eski bir mutfak dolabı. Oğlum önden iki tarafa açılan kapaklar çaktı. İçine nargile malzemelerini koydu. Kapalı haliyle balkonumuzda sedir benzeri bir parça oldu.


Tabiki sedirin üzerinede bir şilte dikmek lazımdı. Hemen kumaş stoklarımı karıştırdım. Birbirine uyan kumaşları tespit ettim. Bir şilte, bir fırfır ve iki yastık diktim. Burada bir ufak tüyo vereyim. Sünger yada elyaf bulamazsanız evde kullanmadığınız kumaşları, giymediğiniz kıyafetleri, gözden çıkarttığınız nevresim yada eski çarşaflarınızı kocanızın ve çocuklarınızın eline tutuşturun, oturdukları yerde kesip dursunlar. Bu kesilen parçalarla doldurulmuş şilte ve yastıklar daha ağır ve düzgün oluyor. 



Veee şu anki uğraşım. 18 Ekimde yeğenimin sünnet düğünü var. Güzel bir tuvalet dikmek istiyorum. Bugün Bakırköyden aldım, krep saten cinsi dökümlü ama birazda tok bir kumaş. Model araştırmam devam ediyor. Kumaşa ve bana yakışacağına inandığım bir model bulunca hemen dikmeye başalıycam. Gördüğünüz gibi bir hayli çalışma yapmışım. Bu arada gezmeyi de ihmal etmedim tabi. Bu çalışmalarımın hepsini instagramda da paylaştım. Takip etmek isteyen arkadaşlarım için sayfanın sağındaki instagram butonunua dokunmak yeterli. Cep telefonundan takip etmek isterseniz funda.caglayan instagram adresim oluyor. Bilgilerinize. 

MUTLU BİR HAFTA BAŞLANGICI VE ONU TAKİP EDEN MUSMUTLU HAFTALARIN BAŞLANGICI OLSUN İNŞALLAH.


SEVGİLERİMLE...